Kurban Bayramının 2. Günü MASİAD’ın bu yıl 8.sini düzenlediği MANAVGATLILAR BULUŞMASI Sorgun Mahallesi Boğaz mevkiinde bulunan 5 yıldızlı bir otelde gerçekleştirildi. Manavgat dışında yaşayan Manavgatlıların MASİAD’ın buluşması yerine aileleriyle buluşmayı tercih etmesi nedeniyle toplantıya katılanların sayısı her geçen yıl biraz daha azalıyor.
Neyse, asıl konuya gelecek olursak… Toplantı için Manavgat’tan çıkıp toplantının yapılacağı otele doğru yaklaştıkça ırmağın karşı kıyısında kum mevkiinde bulunan arıtma tesisinden etrafa yayılan koku insanın aklını başından alıyor. Hele otele geldiğimizde koku adeta zirve yapıyor.
Şöyle geriye dönüp baktığımızda, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Menderes Türel, Manavgat Atıksu Arıtma Tesisinin otomasyonunun ardından yapılan ve muhtarlara da MUBİM Bilgisayarlarının dağıtıldığı açılışta ‘Bu tesiste hep birlikte oturup çayımızı içecek, yemeğimizi yiyeceğiz’ diye konuşmuştu.
Ne yazık ki bu açılışın üzerinden 3 yıl bile geçmeden tesisten etrafa yayılan koku insanın katlanabileceği bir koku değil. Manavgat dışında yaşayan ve bu toplantıya katılan hemşehrilerimizi bu kokuya mahkum ettiğimiz için özür diliyorum.
Gerek toplantının yapıldığı otelde gerekse çevre otelde görev yapan arkadaşlarla yaptığımız istişarede, koku nedeniyle bazı günlerde turistlerin otelden dışarı çıkamadıklarını, otelin açık bölümlerine bile çıkmadıklarını, zaman zaman aynı bölgede çöp yakılması nedeniyle otellerin üzerini dumanların kapladığını, yanık kokusu ile fosseptik kokusunun birbirine karıştığını dile getirdiler.
Bu sorunu uzun süredir dile getirmelerine rağmen yetkililerin konuya duyarsız kaldığını belirten otel yetkilileri, tatil için gelen turistlere rezil olduklarını, kendilerinin böyle bir ortamda tatil yapmayacaklarını belirtiyorlar.
Evet, MANAVGAT BULUŞMASI’nın gündemi ‘Turizm ve Tarım’da Marka Kent Manavgat’. MASTOB Başkanı sayın Cengiz Haydar Barut’ta yaptığı konuşmada, 2018 yılında turist sayısında rekora koşulduğunu, artık turizmde kaliteyi artırmak için çalışmak gerektiğini dile getirdi.
Defalarca dile getirmemize rağmen KUMKÖY DERESİ ve ÇOLAKLI HALK PLAJI başta olmak üzere denize bırakılan atık sular için kimse ağzını açmıyor. Özellikle KUMKÖY DERESİ’ne atık sularını bırakan oteller kendi bindikleri dalı kesmeye devam ediyor. Bu derede Türkiye’nin bir başka yerinde bulunmayan dev Çin Kaplumbağaları bulunuyor. Turistler tüm olumsuzluklara rağmen bu kaplumbağaları görebilmek için dere üzerindeki köprüye akın ediyor. Aynı şekilde bir çok balık çeşidi de derede oksijensizlikten dolayı can çekişiyor. Aynı şekilde Kumköy Deresi’nin yanı başında Lagrande otelin arkasındaki kamışlıklar içerisinde fosseptik kaynıyor. Buradan tüm oteller misafirlerini denize götürüyor.
Denize bırakılan atık sular ve bakteriler nedeniyle hastanelere akın eden gerek turist gerekse yerli halkın çocuklarını neden göz ardı ediyoruz. İllaki önlem alınması için birilerinin hastalanıp yaşamını yitirmesini mi bekleyeceğiz.
Evet sayın Barut toplantıda söylediğin sözlerin tamamına katılıyorum, eğer turizmde kaliteyi artırmayı gerçekten istiyorsak, önce turizmcilerimizin atık sularını derelerden uzaklaştırarak, denizimizi, çevremizi, sahilimizi, kısacası doğayı temiz tutarak koruyarak başlayalım. Mesela çöplerimizi ve otel tadilatının ardından molozlarımızı Sorgun, Sarılar, Hatipler, Ulukapı çamlıklarına değil belediyeler tarafından belirlenen yerlere dökelim.
Dünyada eşi benzeri olmayan bir ırmağımız, denizimiz, sahilimiz, doğamız ve tarihimiz var. Ama el birliği içerisinde bunları nasıl koruruz geliştiririzi değil, nasıl yok ederizin hesabını yapıyoruz. Unutmayalım ki BAŞKA MANAVGAT YOK…. saygılarımla